Günlük
yaşamda çocuklarımızın öğrenmesini beklediğimiz pek çok davranış ve beceriyi
sıralamak mümkündür. Ancak çoğunlukla olumsuz ve gelişmemiş olduklarına
inandıklarımıza takılarak, olumlu olanı nasıl geliştireceğimizi bilmeyerek ya
da bazen çocuklardan yaşlarından ve kendilerinden beklenmeyecek şeyler
isteyerek bir karmaşanın içinde kayboluruz. Ödül ve cezanın çok tartışıldığı ve
kabul edilmediği günümüzde, övgüler ve onaylamalar da genellikle endişe yaratır.
Ancak çocukların becerileri ve olumlu davranışlarını, özellikle olumsuz
duyguları yoğun olduğunda ve stres ile baş edemediklerinde pekiştirmenin ve
sürekliliğini sağlamanın da bir yolu olmalıdır.
Ödül
ve ceza çocuklarda sürekli bir ödül ve ceza beklentisi yarattığı, duyguların da
söze dökülüp kabul edilmediği ve hatta bazı durumlarda yok sayıldığı
öğrenmelere neden olabilir. Korku ve kaygıyı arttırabileceği gibi sadece ödül
almak için çocukların gerçek kendiliklerinden ve onunla gelen zenginliklerinden
vazgeçmelerine, sahte bir kendilik geliştirmelerine de neden olabilir.
Onay
bağımlılığı ve sahte kendilik geliştirme olasılıkları övgü söz konusu olduğunda
da geçerlidir. Hatta bazı durumlarda çocuklarda gerçekçi olmayan bir kendilik
algısına ve “şişmiş bir egoya”, “gerçekdışı bir özgüvene” de yol açabilir. Bu durumlar yanlış, yersiz ve aşırı
uygulamalar yoluyla çok sık karşılaştığımız durumlardır. Bununla beraber
özellikle “övgü” aşırıya kaçmadığında ve yanlış yapılmadığında zengin bir
gelişim ve rahatlama olanağı sunar. Çocuğunuzun becerilerine, mizah anlayışına,
azmine ve diğer olumlu özelliklerine ilişkin övgüde bulunma ve memnuniyetinizi gösterme,
değişim ve gelişimin sürdürülmesi için harika bir motivasyon kaynağı olur.
Ancak
çocuklar genellikle samimi olmayan övgüleri ayırt edebilir ve onların
kendilerine ilişkin algılarına uyuşmayan bu övgüleri hızla reddederler. Ayrıca
gerçekçi olmayan ya da yersiz övgüler, özellikle hazır olmadığı bir şeyi
yapmaya çalıştığında, çocuğun kendine güveninin düşük olmasına ya da yapabileceklerine
ilişkin kendisinden gerçekdışı ve yüksek beklenti geliştirmesine neden
olabilir.
İçten
ve samimi övgüler öneriyor olsak da, yetişkinler genellikle övgülerine bazı
nitelikler ekleme eğiliminde olurlar. Bu türden “nitelikli övgüler” şunlar
olabilir:
- Çok güzel bir resim… Ama sanki
gözlerini çizmeyi unutmuşsun..
- Paylaşmak için ne kadar güzel bir
yol… Keşke bunu sabah da yapsaydın, böylece kavga etmemiş olurdunuz…
- Yardımın için çok teşekkür ederim,
neden bunu her defasında söylenmeden/mızırdanmadan yapamıyorsun ki?
- Arkadaşın üzgün olduğunda ona
gerçekten çok iyi destek olduğunu gördüm… Normalde ona hep kızgın olurdun,
değil mi?
Benzer
olarak genellikle diğerlerinin daha iyi yaptıklarını övmek de çok kolay olur.
En iyi dinleyeni ya da en hızlı çalışanı ödüllendirmek de aslında o kişiden
“daha az iyi” yapanlar olduğu ve daha sonraki zamanlar için bir beklenti olduğu
imasını taşır. Bu da çocuklarda “en iyisi değilsem bu konuda daha fazla
çabalamak zorunda değilim” gibi bir vazgeçişe ya da “hep en iyisi olmak için
çok ama çok çalışmalıyım” gibi aşırı yıpratıcı rekabetçi bir tutumun
gelişmesine neden olabilir.
Peki,
çocuğun uygun şekilde övülebilmesi nasıl olur ve bu mümkün müdür? Aslında yukarıdaki
olumsuz örneklerin dışında, denenmiş ve onaylanmış alternatif yöntemler de söz
konusudur. Bundan sonraki “övgü” çabalarınızı zenginleştirmek için aşağıdaki
önerilerimizi, uygun zaman ve sıklıkta gerçekleştirebilirsiniz.
- En etkili yöntem, mümkün oldukça,
iyi tanımlanmış özelleşmiş ve içten bir övgüde bulunmaktır. “Arkadaşını
oyunun kurallarını anlatırken o kadar dikkatle dinlemen gerçekten hoşuma
gitti”, “arkadaşın üzgünken ona çok iyi yardımcı olduğunu fark ettim ve
arkadaşının bu kadar çabuk sakinleştiğini görünce bunun gerçekte çok işe
yaradığını da gördüm”, “ bugün seni endişelendiren düşünceleri fark edip
onları kontrol altında tutmak konusunda bir harika bir iş çıkardın” gibi
cümleler buna örnek olabilir.
- Zorlukları kabul etmek ve
duygularla empati kurmak da çok etkili olabilir. “Bugün sıranı beklemek
senin için çok zor gibi göründü. Eminim paylaşacak bir sürü şahane fikrin
vardı. Bu gerçekten senin için çok rahatsız edici olmuştur” gibi.
- Çocuğunuzun diğerlerine iyi
tanımlanmış övgülerde bulunmasına teşvik edebilirsiniz. Diğerlerinin
davranışlarını tanımladıkça, kendi
davranışlarındaki ayrıntıları da gözlemleme becerisi gelişebilir. “
Arkadaşının sorunu çözme şeklinde en çok neyi sevdin?” gibi sorular bu
alıştırmalar için iyi birer başlangıç olabilir.
- Çocuğunuzu, kendisini övmesi için
cesaretlendirebilirsiniz. Bu şekilde özellikle daha önce zorlandığı
konularda gelişim gösterdiğini kendi de fark edebilir. Çocuğunuz yaptığı
küçük bir şeyi aktardığında eşlik eden duygusunu bulup çıkarmasını
sağlayarak ya da yaptığı şey konusunda detaylar sorarak adım adım bunu
öğretebilirsiniz. Mesela genellikle yabancılara karşı temkinli davranan
çocuğunuz yeni biriyle tanıştığını söylediğinde, çok ısrarcı olmadan ona bunun
kendisini nasıl hissettirdiğini sorarak başlayabilirsiniz. Bir süre sonra
sizin yaptığınız övgüleri de gözlemleyerek kurduğu cümleler şuna
dönüşebilir; “bugün bahçede başka sınıftan yeni biri ile tanıştım, başta
çok zorlandım ama sonrasında gerçekten çok iyi hissettim.”
- Çok beğendiğiniz özelliklerini dile
getirmeniz de çocuğunuz kendilik değerinin artmasına yardımcı olabilir.
“Vay canına, bunu nasıl yapacağını nerden biliyorsun?”, gezgenler hakkında
bu kadar çok şey bildiğini/ bu kadar sanatsal şeyler yapabildiğini/ bir
uçurtma yapabildiğini bilmiyordum. Bunu öğrenmek zor oldu mu?”, “arkadaşın
insanların doğum günlerini aklında tutabildiğini söyledi ve bence bu çok
etkileyici; bunu nasıl yapabiliyorsun?” gibi detaylandırılmış ve
becerilere dönük cümleler çocuğunuzu hem mutlu edecek hem de kendindeki
iyi özellikleri fark edebilmesini sağlayacaktır.
- Sözel övgülerle destek olmak
gerekli değildir. Cesaretlendirmek için ya da onaylamak için göz kırpmak
ya da gülümsemek gibi, uzaktan da olsa yaptığınız küçük jest ve mimikler
de özellikle yaptığı şey konusunda endişeli olan çocuğunuza yardımcı
olacaktır. Bu şekilde onları telaşlandırmadan ya da kurtarmak için acele
etmeden ne hissettiklerini anladığınızı ve destek olmak için orada
bulunduğunuzu göstermiş olursunuz.
- Çocuğunuzu, günlük rutini içinde ya
da belirli bir etkinlik sırasında zorlandığı zamanları konuşabilmesi, bu
zamanlarda yaşadıklarını aktarması, işe yarayan stratejileri varsa bunu
kullanması ve iyi çözümlediği konuları gündeme getirip görünür kılması
için destek olun ve cesaretlendirin.
- Çocuklar, ebeveynleri ve onlarla
uzun süreli ilişki içinde olan yetişkinlerin, kendileri ve hissedip
düşündükleri hakkında konuştuklarını duyduklarında mutlu olurlar. Bazı
zamanlarda getirdiği fikirleri ya da duyguları hatırlamakta zorluk çekiyor
olabilirsiniz, bunları not almaya çalışın. Daha sonra benzer bir durumla
karşılaştığınızda kendi sözleri üzerinden onlara geri bildirim
verdiğinizde, ya da daha önce söyledikleri hakkında sizin de düşünmüş
olduğunuzu fark ettirdiğinizde kendilerini önemli hissedeceklerdir.
- Çocuğun özel ve biricik bir birey
olarak tarafımızdan değer gördüğünü bilmesi için daha basit yöntemler de
vardır. Onunla vakit geçirmekten, konuşmaktan keyif aldığımızı söylemek,
yaptığı, yapmadığı, söylediği ya da söylemediği şeyler için değil, sadece
kendisi olarak var olduğu için olumlu bir etki yarattığına vurgu yapmanın
en basit yoludur.
- Sık tekrar edilse de, hatırlatmak
yarar olan “etiketleme” davranışından kaçınmanız gerçekten çok önemlidir.
Bu etiketlemenin dile gelmiş ya da paylaşılmış olması gerekmez, çocuğunuza
zihninizde bir etiket koymanız bile ona bakışınızı değiştirir. Örneğin
çocuğunuza “utangaç” demek yerine, daha net tanımlamalar yapmaya çalışın.
Bu tanımlama şöyle olabilir; “ Şu an ilk defa geldiği bir yer olduğu için
çok rahat hissetmiyor ve kendinden pek emin değil gibi. Rahatlamak ve yeni
insanlarla tanışmak için biraz zamana ihtiyacı var ama belki yeni
tanıştığı kişilere nasıl konuşma başlatacağına dair evde ufak oyunlar
oynayarak pratik yapabiliriz.”
- Bazen çocuklar kendi yetenekleri,
becerileri, yapabilirlikleri ve başarılar hakkında fikir sahibi olmakta
zorlanabilirler. Çocuğunuzun gelişimi için gelecek ya da öğrenme hedefleri
belirlemek yerine çocuğunuzun sahip olduğu becerilerden yola çıkarak
başlamak daha iyidir. Çocukların, yeni bir beceriyi öğrenmeye geçmeden ve
maalesef biz onlara “tamam bu çok iyi ama hala daha fazlasını yapmalısın”
demeden önce, sahip olduklarının farkına varmak ve bunun değerini kutlamak
için genellikle çok az zamanları vardır.
Her fırsatta yapabildikleri konusunda farkındalık kazandırarak
bunun tadını çıkarmalarına alan açın.
Sonuçta,
çocuğunuza değişim ve stres zamanlarında destek olmak, onlara oldukları
halleriyle sevgimizi, saygımızı göstermek, değer vermek yoluyla mümkün olur.
Bu, hayatlarındaki değişiklikler konusunda kızgın, üzgün ya da kafası karışık
hissettiklerinde, onların duygularına
değer verdiğimizi bilmelerini gerektirir.
Becerilerini besleyip büyütmek, onlara hak ettikleri bakımı vermek için gerçekçi
ve mutlak övgüler, koşulsuz bir kucak sağlayarak olabilir. Bu ayrıca onların
doğal olarak becerebildikleri şeyler hakkında farkındalıklarını arttırarak
yaratıcı ve hayal gücü geniş olmalarını da destekler.
Beyhan
ÖZPAR
Psikolojik Danışman
**Kaynak:
Plummer,
Deborah M. – “Helping Children to Cope with Change, Stress
and Anxiety”
(2010); Jessica Kingsley Publishers
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder