Şimdilerde dillere pelesenk olmuş "psikoloji" aslında ciddi bir müessese... "Psikolojim bozuldu" ne kadar güncel bir kullanımsa da, bence aslında içerdiği derin ve gerçek anlamından o kadar uzak.
Nereden geldi şimdi bu aklıma? Bu günlerde kendimi pek iyi hissetmiyorum. Hayır, sağlığımla ilgili bir durum yok çok şükür. Üstelik bahar da geldi ve genelde bu zamanlar benim en keyifli olduğum zamanlar. Hem de balkonumu istediğim hale soktum büyük ölçüde; balkondan sarkan sardunyalarım, güzel lavantalarım, kekiğim, biberiyem, filizlenmekte olan çin karanfillerim, gelinciklerim, hatta inanmazsınız pencere önünde de rokam ve terem var.... O kadar keyif aldım ki hepsini yaparken. Ama yine de pek iyi hissetmiyorum bu bir kaç gündür. Galiba doğum günüme az kaldığı için...
İnsan doğum günü yaklaşıyor diye üzülür mü? Normalde ben doğum günlerimi çok severim, baharın en güzel günlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Yaşlanmaktan falan da korkmuyorum aslında; ben her yaşımı çok seviyorum, her biri yeni bir macera gibi gelir bana. Ama bu sene biraz buruğum...
Zannederdim ki bazı şeylerin zamanı vardır ve o zamanların ötesine geçtiğinde artık çok geçtir. Ben 35 yaşımı böyle bir sınır olarak koydum bazı şeyler için. Bu sınırı sadece kafamda koymamışım anlaşılan, yüreğime de aynı sınırı koymuşum ve şimdi beni sıkıştırıyor. Derdim ki içimden, "36 yaşıma girdiğimde bebeğim olsun kucağımda". Bunun olacağına da çok inanıyormuşum içten içe. Şimdi 36 yaşıma giriyorum. Kucağım boş. Belirlenmiş bir sıkıntı olmamasına rağmen henüz bir çocuğumuz olmadı. İtiraf etmemiştim daha önce ama bu durum beni çok mutsuz ediyor. Yani yine bahar geldi ama ben ne çiçek açabildim ne de meyve verebildim.
Daha önce bunu bir boşluk olarak deneyimlememiştim. Şimdi bir boşluk gibi yaşıyorum. Yani sanki hep vardı da şimdi yok oldu gibi. Bir süre hamile haberi almak, duymak istemedim. Duyduğumda kızgınlık yaşadım. Bebeği olan arkadaşlarımla çok az görüştüğümü fark ediyorum son bir senedir. Sanki üzüntümün faturasını birilerine kesiyormuşum gibi. Çok saçma değil mi?
Şimdi bu yazıyı okuyan tanıdıklarım ya da beni tanıyanlar için çok şaşırtıcı gelecek bu yazdıklarım. Normalde ketumumdur, bunu özel ve mahrem bir konu olarak ele alıp paylaşmam pek kimseyle. Benim içimdeki en derin sırdır bir bebeğe duyduğum özlem. O yüzden bu paylaşım şaşırtıcı gelecektir diye düşünüyorum. Ama aslında şimdi geliyor itirafın büyüğü :)
Ben uzun zaman "çocuk istemiyorum, en güzel çocuk başkasının çocuğu" diyen tiplerdendim :) Son bir kaç gündür fark ettiğim şeyler var; yani aslında kendime bile yeni itiraf ettiğim şeyler. Ben tüm bunları söylerken ve bir bebek fikrine uzak dururken bile aslında uzaktan uzaktan nasıl olur diye hayal ediyordum. Ediyormuşum demeyeceğim; bu da "ah aslında bilmiyordum öyle olduğunu" gibi bir kendimi kandırmaya girecek, buna gerek yok... Ben nasıl bir anne olurdum, bebek kucağımda nasıl dururdu gibi düşünürdüm aslında ama kendime bile söyleyemezdim.
Ancak bir kadın olarak insan kendi biyolojik gerçeğinden ne kadar kaçmaya çalışırsa o kadar dibine vuruyormuş, şimdi onu görüyorum. Çünkü artık yaşım sıkıştırıyor... Bunu arzuladıkça daha belki daha fazla engel koyuyorum. Kendimi rahatlatmaya çalıştıkça daha çok kapana sıkışıyorum, çünkü aslında ne yaparsam yapayım bu konu ana gündemim oluyor. Şimdilerde "psikojenik infertilite" kavramını anlıyorum, deneyimliyorum...
Bu kadar itiraf bana bile fazla geldi... Yazarken yorulduğumu fark ettim. Daha fazla uzatmadan konuyu bağlayayım :)
Şimdi benim "psikolojim bozulmuş" mu oldu? Bence hayır. Bir stresle baş etmeye çalışıyorum, o ortada. Hem de böyle en temelinden, varoluşsal bir mesele ile baş etmeye çalıştığımı görüyorum. Ama ruhsal bir çökkünlük yaşamıyorum -en azından şimdilik :)-, bir yarılmanın eşiğinde değilim ya da ne intihar ne de cinayet planları yapıyorum, böyle bir dürtüye sahip değilim. Ama içsel bir acı duyumsuyorum. Bu beni farklı duygu durumlarına sürüklüyor. Dolayısıyla ufak da olsa savrulmalar yaşıyorum ve bir denge noktası bulmaya çalışıyorum. Yani anlayacağınız keyfim pek yok, canım sıkkın, pek bir şey yapmak istemiyorum. Kocam olsa buna "working through" derdi; belki haklı da olurdu :)
Neyse benden bahsettiğimiz çok oldu... Artık bir süreliğine bu konuyu kapatayım ve yine içime çekileyim. Bu kadarını paylaşmam bile mucize zaten.
Tekrar görüşünceye kadar, sevgiyle...
Beyhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder